Sayfalar

1 Ağustos 2011 Pazartesi

Rozanın Gözleri, Karaburun...


Roza'nın gözleri....
Aslında neredeyse tüm kitaplarımı nerden, ne beklentilerle aldığımı hatırlarım ama bu kitabı nasıl bir ruh haliyle aldım hiç hatırlamıyorum. Birisi mi bıraktı nedir? (Kiminse götürebilir, zaten bakışını da sevmedim Rozanın)
Kitap lisede aşık olduğu süryani Roza ile ayrılmak zorunda kalan, kendini işine vererek hayatını geçirmiş (tabi çoluk çocuğa karışmış), polis emeklisi Kubilayı anlatıyor. Daha doğrusu Kubilay anlatıyor biz okuyoruz.
Kitaptali Mardin tasvirleri güzel olmakla birlikte, konuyu 50-60 yaşında depresif  bir emeklinin dilinden okumak beni çook sıktı.Tamam kitabın hepsini hap gibi yutalım hazıra konalım da demiyorum ama anlatım saçımı ağarttı.
Bir de kitapta tekrarlanan 'üniversite mezunu adam/kadın bunu yapar mı?', 'Sonuçta üniversite mezunu böyle konuşur mu?' cümleleri var ki bi ara kitabı bizim Burhan Altıntop mu yazdı diye düşündüm.( Bu arada yazarı Kemal Siyahhan, kendisi uzunca süre karikatür de çizmiş)
Sırf bitsin diye okudum, gıcık olduğum insanlara tavsiye edeceğim okusunlar...

Bir de memleketten manzara ekleyeyim...


Yer Beyşehir Karaburun Plajı..Göle komşu tarlalar olmuş otopark, gölgelikler, ağaç altları, araba gölgeleri heryer dolu. Çocuklar bi hışımla suya atlarken (% 90'ı donla tabi), babalar ramazan öncesi son mangalı tutuşturmanın derdinde (plajı duman altı etme pahasına). Sıcaklık 38 C civarı, önce çocuklar girer diye gelinen göl, sırayla önce babalara (şort üstü atletle) ve ucundan kıyısından da annelere (uzun kollu tshirt ile etek ve  hatta kot pantolonla) açıyor bağrını.Penye gecelikle bile giren vardı suya. ..Gürültü patırtı diz boyu...
Kötü mü? Tabii ki değil. Ama 250 bin liraya mal edilen ve 5 km uzunluğundaki plaj tıka basa dolu ise iş yapıyor demektir. Bu da yapılan harcamalar boşa gitmeyecek demektir. O zaman neden heryer bu kadar kirli, neden kabinler yürüyerek yarım saat mesafede, neden duşların etrafı diz boyu çamur, neden sadece ayağımızı sokarız diye gelip de gaza gelince kot pantolonla gölde yüzmeye çalışaların mayo alabileceği bir yer yok (aslında kot pantolona razıyım ben, ıslanınca nerdeyse şeffaf hal alan beyaz dondan iyi. Anlayacağınız ben kotla yüzmeye çabalayanı ve beyaz donla göle gireninin önünden salınarak geçtiği insanları düşünüyorum!)?Ve de en önemlisi neden o jet-ski yüzenlerin 5 metre yakınından geçiyor? hayır bilmediğimden soruyorum bu Jet-ski'ye  sadece plaja paralel mi binilir? kenardakiler yüzümü görmez de tanıyamaz korkusu mu var?
Amaç hizmetse sırf birilerine yaranmak için tesettür plajı yapmaya çalışmak yerine daha insancıl ve temiz bir plaj hazırlanmalı. Yoksa suya girenlerin yüzünde gözünde yaraların oluşması an meselesi.

Tüm bu hengamede kenarda elmamı kemirip insanları izlerken düşündüğüm şeye gelince; inşallah insanlar yazın hevesini alırda sonbaharda uğramazlar plaja.  Çünkü ben plajı baharda seviyorum ve mümkünse bizden başka  kimse de olmasın istiyorum.. Bir termos çay ve ben kitabımla, eşim bilgisayarıyla, kızım da kovası-küreğiyle tüm gün kalabiliriz orda.