Sayfalar

27 Mayıs 2017 Cumartesi

Lucky

Bir köpek düşünün, hayatına girdiği herkesin kaderini değiştiren, arkasında gözü yaşlı sahipler bırakan, minicik haliyle tilkilerin elinden kurtulan, katiyen arabanın arka koltuğuna oturmayan, kıça vurup kaçmaca oynamaya bayılan, kırılınca küsen, küsünce her yerini itinayla çişe bulayan, meraklı, akıllı, şanslı...
Sezgin Kaymaz ilaç prospektüsü yazsa severek okurum ama gelin görün ki tüm kitapları bir sepette toplayıp almak ekonomik olarak zorlayıcı. O yüzden damla damla besliyorum kendimi, iki üç alışverişte bir doz Sezgin Kaymaz :)
Lucky yazarın şimdiye kadar en çok methedilen kitabı. Kitaba başlarken aldığı övgüleri boşa çıkarmayacağından emin olabilmek ayrı bir zevk...
Yine bol ve renkli karakterler, kıyıya köşeye gizlenmiş şiveli cümleler, milletvekilinden kerhane patronuna, taksicisinden veterinerine binbir çeşit insanla tanışacaksınız.
Sonlara doğru biraz burnunuzun direğini sızlatacak ama garanti veriyorum Lucky'i çok ama çok seveceksiniz...

26 Mayıs 2017 Cuma

Anne Kız, Harikasın

Antalya'ya dönüş yolunda başladım ve bitirdim. Kısa öykülerden ibaret, okura çocukluğunu hatırlatan, zaman zaman içini sızlatan hikayeler. En çok kapağa ismini veren hikayeyi ve şekerliği masaya bırak'ı sevdim. Tavsiye ederim...

Tanıtım bülteninden

"Ablam banyoya girdikten kısa bir süre sonra bir gümbürtü kopmuş, annem bağdaş kurduğu divandan çığlık atarak doğrulup banyoya koşmuştu. Ablam, incecik bir sızıyla tomurcuklanan memelerini görebilmek için lavabonun üstündeki aynaya bakmaya çalışmıştı. Boyu yetmediği ve üzerine çıkacak tabura bulamadığı için iki eliyle lavaboya bastırarak zıplamaya başlamış. Bir sıçramış, iki sıçramış üçüncüde lavabo aşağıya inmiş."
İncecik bir sızıyla tomurcuklanan memelerine banyo aynasından bakmak isteyen ablalar...
Bu yazda tuzlu suya girip çıkamadık diye üzülen anneler...
Börekçiye "Şekerliği masaya bırak" diyen güzel gülüşlü abiler...
Hamile olduğunu doğurunca anlayan minnacık kadınlar...
Bataklıkta güneşlenen kaplumbağalar, kadınlar plajında zeytinyağlı sarmalar...
Toros'un bagajında bulgur ve salça satanlar, balık ekmeğin yanına buz gibi limonatalar...
Elif Türkölmez'in öykülerinde hayat, kimsenin su vermediği saksılarda kendi kendine büyüyüveren otlar gibi yeşeriyor. Onun öykülerinde insanlar sadece mutlu olmak istiyor.
Anne Kızi Harikasın'da kendinize rastlayacaksınız, şaşırmayın.


25 Mayıs 2017 Perşembe

Nisan Kitapları

Bu aralar bloğu epeyce boş bıraktım. Ülkü'den yediğim son fırçanın etkisiyle okuduğum kitapları not edeyim dedim.

 Sakın Oraya Gitme'yi internette ve instagramda sıkça görüyordum. Okuduğum tüm Yekta Kopan kitaplarını büyük bi memnuniyetle okuduğumdan bu kitap da okunacaklar listemin üstlerindeydi. Hazan'la yaptığımız kitap değişimleri sırasında okuma fırsatı buldum kitabı.
Üstünde öykü olduğu belirtilmiş olsa da kitabı elime alıncaya kadar bunun bir roman olduğunu sanıyordum. Kitapta yer alan öyküler daha önce okuduğum Y.Kopan hikayeleri kadar naif değil daha ziyade yeraltı edebiyatına uyan öykülerdi. Zaman zaman okurun yüreğini sıkıştıran, derin nefes almak durumunda bırakan, buna rağmen bitirme isteği azalmayan bir kitaptı.
Teşekkürler Hazan :)

 Kitabın kapağı bile insanı gülümsetmeye yetiyor. Zafer Algöz'ün hayatından alıntılarla dolu hikayeleri ise kahkahayla okunuyor. Başlamanızla bitirmeniz bir olacaktır, zevkle okudum, tavsiye ederim.

 Satın almadan okumayı planladığım kitaplardan Havva'nın Üç Kızı, yine Hazan'dan  :)
Elif Şafak kitaplarına eşit oranda ön yargı ve merakla başlıyorum, bu kitapta da ortalara doğru merak baskın geldi, kadın hikayesi olmasını sevdim. Peri'ye üzüldüm, Mona ve Şirin'i gözümde canlandırmaya çalıştım.
Genel itibariyle güzel diyebilirim, belki biraz daha sürprizi bol bir hikaye olabilirdi.

Mine Söğüt, neden hala okumadım diye kendime kızdığım yazarlardan. Kitabın ismi ayrı güzel, kapağı ayrı...
Ülkemizde kadın hikayelerinin rengi belli; mor, kırmızı, gri...
Okuduğum hikayelerle içim daha da ezilse de, içimizden birilerinin bu hikayeleri anlatabiliyor olmasından memnunum. Mine Söğüt okuyun, okutun...