Sayfalar

29 Mayıs 2015 Cuma

Mayıs Pikniği

Mayısın sonlarına doğru tekrar güneşi özler olduk.
Güneşli günlere ait fotoğrafların tam zamanıdır o zaman. Mayıs ortalarından kalma bir yayla pikniği, bol yeşil, bol oksijen, bol huzur...

 Konya-Isparta arası bir yerlerdeyiz, Kaymakamlığın düzenlediği kurumlar arası kaynaşma pikniği ve doğa yürüyüşü vardı. Biz gidinceye kadar yürüyüş başlamıştı, etrafta gezinip yarım saat kadar kaynaştık ve doğaya karışmaya karar verdik.

 Adı her ne kadar dağ başı olsa da gide gele aşina olduk buralara :) Kendimizce bir yer beğenip ilk iş semaveri yaktık. Yavrular çoktan oyuna dalmıştı...

 Etraf haşmetli ağaçlar ve papatyalarla kaplıydı, kokunun ise tarifi imkansız.

 Abimin arabası karavanı aratmayacak donanımdaydı; uyuyan ufaklıklar için yatak, mama için ocak, bagajda bisiklet, masa... ne ararsan vardı :)

 Eylül ve kuzenleri gün boyu kendi tabirleriyle 'keşif'  yaptılar. Küçük su birikintileri onların gözünde şelale, çamurlar bataklık oldu. Akşam dönerken tanınmayacak kadar kirlilerdi o ayrı ;)



 Ayaklar ıslanmadan piknik yapılır mı hiç :)


 Küçük hanım en konforlu piknik yapanımızdı ;)

Bisiklet tüm gün elden ele dolaştı, uzun zamandır bisiklete binmemişim onu fark ettim, bodrumdaki bisikletimi elden geçirme zamanı gelmiş...

E daha yazın başındayız,  devamı gelecek :)

28 Mayıs 2015 Perşembe

Agapi

 
Alık okur bilgisayar başından bildiriyor;
 
Rampalı Çarşı'ya Kumkurdu aramaya gitmiş, bulamamıştım. Her zaman uğradığım kitapçılardan birisine girince kitap kokusuna karışan sigara kokusunun etkisiyle görüşüm bulanıklaştı (amanın aşkı mı görecektim yoksa? ), kendime geldiğimde çantamda kitaplar Mevlana'ya yürüyordum. Meğer ig'de okuduğum yorumlar sayesinde notunu verdiğim Sarah Ablamızın kitabını almışım...
 
Agapi sonsuz aşkmış bana daha çok 'herhangi birşey düzenleme sanatı' gibi gelmişti, değilmiş...
Duru'yu uyuttuğum zamanlarda balkonda salıncakta okudum, kitaba uygun olarak eteğim uçuşmalıydı, başımda bahar yelleri esmeliydi. Saçma sapan alışverişler yaparım ama ambians benim işim ;)
 
İşte bilinen hikayeler; Debbie Macomber işin menopoz versiyonunu, Maeve Binchy turistik versiyonunu, Sarah Jio da 30'luk versiyonunu anlatıyor...
 
Şezlonga uygun mu? Sanki orada bile iç sıkabilir, serin suya dalmak varken bana ne mutfaktaki şömineden diyebilirsiniz. Belki PMS'de, bir gecede okunabilir ;)
 
 
Yaz gelse de battaniyeden kurtulamayan yavrudan sevgilerle...

27 Mayıs 2015 Çarşamba

Göl Kitap Fuarı

Beyşehirde ilk kez kitap fuarı düzenleniyor. İlk duyduğumda çok sevindim. 20 gün sürecek olması da ilginç dedim...


İlk ziyareti Eylül'le yaptık, cebimizde kitap listelerimizle. Ama karşılaştığımız manzara umduğumuz gibi değildi. Katılım yayınevi boyutunda değil, anladığım kadarıyla tek bir kitapçıyla anlaşılmış, o da elindeki kitaplarla gelmiş. Sorduğum kitapların hiçbiri yoktu, kolilerin hepsi açılınca tekrar uğrayın dediler.
En azından çok satan kitaplara bakayım dedim ama o kısım da hazır değildi. Eylül'e birkaç kitap aldık, okulla geldiğinde alması için birkaç kitap belirledik ve ayrıldık.
 
Bir hafta sonra tekrar uğradım, yetişkin kitapları nispeten düzenlenmiş ama aradıklarınızı bulma şansınız pek yok, mevcut olanlardan seçebilirsiniz sadece. Fiyatlar etiket fiyatıydı, vazgeçmek üzereydim ki üç tane alırsanız birisi bedava dediler. Ben ve maymun iştahım üç tane kitabı zar zor seçebildik ;) İnternetten yarı fiyatına alabileceğimiz kitaplar çantamızda evimize döndük, olsun kitap aldık ya :)


Hep eleştiri gibi oldu ama ilk yılın acemiliği çok barizdi, ilerleyen yıllarda daha iyi işlere imza atılması dileğim. İmza günlerini ve söyleşiler de vardı ama yazarlar pek bana hitap etmiyordu, belki Canan Karatay'dan bi fırça yemeye giderim ;)
 
 

26 Mayıs 2015 Salı

Paranoya

Tami Hoag not aldığım öneriler nedeniyle okunacaklar listeme, Paranoya da kargo ödediği için alışveriş listeme girdi.


Kitap mevzu olarak olmasa da Psikopat'ın devamı niteliğindeymiş, bilmeden okudum gitti.
 
Eskisi yenisiyle bolca polis içeren bir hikaye; öleni, popüler olanı, sinirlisi, sigara bırakmaya çalışanı, kahveyle yaşayanıyla ... Esas adamlarımız Liska ve Kovac, bolca polisiye gerilim okuyanlar için karakterler 'evimizden biri' niteliğinde.
 
Hikaye intihar eden polisler üzerinden ilerliyor, biraz ağır işliyor ama yine de sıkıcı olduğunu söyleyemem.
 
 
 
Tami Hoag'ı zaman zaman Tess Gerritsen'le birlikte anıldığı, benzetildiği için okumak istiyordum. Şimdilik Tess Abla yanında heyecan dozu düşük ama birkaç kitap daha okuyup karar vermek lazım, Ablamızın da tat vermeyen 'market' kitaplarını unutmamak gerek...