Sayfalar

12 Haziran 2013 Çarşamba

İki yıl aradan sonra Kayseri

Kayseri'den ayrılalı iki yıldan fazla oldu, son ziyaretimizi de Haziran 2011'de yapmıştık.
Kayseri'yi ve oradaki dostlarımızı özlemiştik, arkadaşımızın düğünü vesile olduk, özlem giderdik.

Erkenden olamasa da erkene yakın bir saatte düştük yollara :)

 Aksaray'a kadar manzara hiç değişmez malum. Bizim sevdiğimiz kısım Nevşehir'e yaklaşınca başlıyor. Bu açıdan çekilmiş en az on fotoğraf vardır bende. Bıkmadan her geçişimde fotoğraflamışım :)

 Adım adım bildiğimiz yollara baktık değişen bir şey var  mı diye...

 Ve bizi ilk karşılayan Erciyes oldu..

 Bu iki yolcu Nevşehir Forum'dan gizlice arabamıza binmiş ;)

 Ve geniş caddeleri ile Kayseri..

 "Anne tıpkı kumdan kalelere benziyor" dedi, Kayseri doğumlu olup Kayseri'yi bilmeyen Eylül :)

 Atatürk'ü de selamlayıp devam ettik.

Eski sokağımız..Yollar tanıdık, ağaçlar tanıdık..Eşimle aynı anda deriin bir nefes aldık :(
 
Eylül'ün büyüdüğü, ilk adımlarını attığı park...

 İşyerine giderken kullandığımız yol, tersi istikamet Nato Caddesi. (Oradan damla sakızlı (Kayseri tabiriyle mezekeli ) lokum alacaktım güya, unutmuşum, yoldan telafi ettik artık.

 Giderayak Eylül'ün de gönlünü ettik, ve dönüş...

 Avanos'ta bizi pek iyi şeyler beklemiyor gibi!!

 Ve beklenen fırtına, yetişemeyen silecekler, görünmeyen yol!!

 Yağmuru atlattık ama resmen kışa girdik. Klima soğuktan sıcağa alındı...

 Aksaray'da bizi güneş ve her daim bozuk olan yollar karşıladı. Ağaçlı Tesislerinin hatrını giderken sormuştuk, dönüşte yolumuz uzun dedik, yüz vermedik :)

Babasının çayına ortak olan Eylül'e topitopla tatlandırılmış soğuk çay ikramım :)

Tabi iki gün hiçbirşeye yetmiyor :(
Ali Dağından manzaraya göz atacaktık, 7 km yürüyüp şehre gittiğimiz yolu hatırlayacaktık, başka bir sefere artık.
Bagajda mantılar döndük evimize :)

Eylül için kısa bir Kapadokya turu düşünmüştük ama mantıları çözünmeden yetiştirmek gerekti, artık bir hafta sonunu da oraya ayırırız dedik.

Kayseri'de sevincin arkasına gizlenmiş ince bir sızı hissettik, "sevmediğimizden değil uzaklığın nedeniyle vazgeçtik senden" deyip gönlünü aldık Kayseri'nin...
 Bakalım bir daha ne zaman görüşürüz...

10 Haziran 2013 Pazartesi

Son 10 günde...

Son yazımın üstünden 10 gün geçmiş...
Bu on günde ben;
Daha doğrusu biz; heyecanlandık, umut ettik, kızdık, üzüldük, küfür ettik, yetsin dedik, bitmesin sürsün dedik...Velhasıl gündemle oturduk gündemle kalktık, geçen bir hafta sonunda bakıcı teyzemiz gibi büyük bir çoğunluğun da "ne olmuş ki?" dediğini fark ettik...

Ve düzen devam etti...

 Bir köy kahvesinde, bu sandalyeler üstünde içtim çayımı, orjinaller ama rahat değiller :)


 Uzun zamandır merak ettiğim Fasıllar (Hitit) Anıtını gördüm.

 Bahçeden kiraz topladık, ikili olanları küpe yapıp teklileri yedik :)


 Pikniklere devam ettik.

 Hamakta yatıp uzun uzun seyrettim.

 Son kitap takasımla bunları edindim.

 Görevli gittiğim en tenha köylerden birisi..

 Bu da yeşil köylerden...

 Bu köyde de Okuma Salonu vardı ama 3-4 tane kitap ancak vardı.

 Yağmurla birlikte ürkütücü bir hal alan yemek manzaramız.

Bu kitabı okudum.

 Ve bunu, bayıldım tabi.
(Balıklı kitaplar tesadüfi oldu :))
 
 Bunu da okuyorum...

 Kızım gözlük takmaya başladı, tembel olan gözü de kapatacağız.

 İkinci memleketimiz Kayseri'ye kısa ama dopdolu bir ziyaret.

Kayseri,  Eylül'ün ilk adımlarını attığı park.

 Bu güzellik ile tanıştık :) Çantamıza saklayıp getirmeyi düşündük ;)

Yaş haneme bir sayı daha ekledim...

İlerleyen günler neler getirecek bilinmez..
Dileğim hoşgörü, saygı...