Sayfalar

22 Ekim 2015 Perşembe

Bugünlerde...

Bu bol fotoğraflı bir 'bugünlerde' yazısıdır...

Bugünlerde tempomuz hızlı; işyerinde yaklaşan yıl sonunun da etkisiyle işler hızlanırken evde de bir adet birinci sınıf öğrencisinin varlığı tüm dengeleri bozmakta...



Eylül'ün henüz ödeve konsantre olamayışı, yazmaktan sıkılması, çizgilerin üzerinden geçmeyi çocukça bulması, ne zaman okuyabileceğini merak etmesi, gerekliliğini her akşam sorguladığımız 'estetik' el yazısı...vb nedenlerle akşamları sabit ikametgahım Eylül'ün odası. Duru ise mütemadiyen ablasının masasına oturmak istiyor, birkaç saniyelik ihmalimiz de bize karalanmış kitaplar şeklinde geri dönüyor :) Çalışma masasını büyüterek sıkıntıyı kısmen giderebilmeyi umuyoruz bakalım...
Eylül okula az biraz ısındı gibi, henüz özleyeceği bir arkadaşı yok ama çok da muzdarip değil bu durumdan. Annelerin dahil olduğu aktiviteler hala favorisi, bir de yeni başladığı spor saatleri...



 Duru bizim odaya kapanmamızdan hiç memnun değil ama bir şekilde oyalamaya çalışıyor babası. Onun dışında etrafında ne kadar çok insan varsa o da o kadar mutlu :) Ara ara tabletlere ve telefonlara el koyup format atmak, düşünceye kadar kendi etrafında dönmek, reklamlara eşlik etmek, evdeki çantaları sırtlanıp sahiplerine götürmek ve bunun için alkış beklemek, ablasının kalemlerini aşırmak, biberonundan yerlere su dökmek, kitaplığı dağıtmak Duru'nun ev hallerinden bazıları...

Ceviz toplamayı da çok sevdiler abla-kardeş ama şanslarına bu sene ağaçlar üşüdü, meyve yok denecek kadar az...

Havanın serinlemesiyle bahçe keyifleri de rafa kalkıyor. Artık bahçeye  hafif de olsa bir hırka ile çıkıp, kısa bir turun ardından evlere sığınma zamanı...
 
Sonbahar gelince gittiğimiz görevlerde de daha güzel manzaralar çıkıyor karşımıza. Şehrin içinde insan mevsim geçişlerini pek yakalayamıyor ama ilk ve sonbaharda yollarda olursanız doğanın renkliliği sizi kendine hayran bırakacaktır.














Kitaplara pek sıra gelemedi bu hafta. Biraz okuma hızımı arttırır düşüncesiyle başladığım kitap da anlaşılmaz çevirisi nedeniyle beni iyice kendisinden soğuttu. Cümleler bir garip geldi bana, kafasını toplamadan ders çalışan öğrenci gibiyim, okusam da anlamakta zorlanıyorum. Velhasıl benim de kargo ödüyor olması nedeniyle tercih ettiğim Karanlıkta Islık Çalmak üstüne kargo parası vermediği sürece tercih edilmemeli...

 Arada tatlı ve nostaljik dostlarla da karşılaştım tabi. Her ne kadar tadı hatırladığım kadar güzel gelmese de hiç birşeyin eski tadı yok ki... Bu son cümleyle de alenen ifşa ettiğim gibi yaşlanıyorum ...

 Okuyamasam da almaya devam; üsttekiler Rampalı Çarşı'dan, alttakiler internetten. Bir ikisi okuma listemden, kalanı son anda sepete atılanlardan.
Gizemli bir arkadaşımın tavsiyesiyle Momo'ya başlayacağım :)

Eylül için birkaç tane 8-9 yaş grubu kitap aldım. Matilda'yı büyük bir hevesle dinliyor, bitirmek üzereyiz, sonrasında Martıya Uçmayı Öğreten Kedi'yi okuyacağız.
 
İşte böyleyken böyle...
Dışarıda yağmur pusuda ha yağdı ha yağacak, hafta sonu için piknik ihtimali  kalmadı gibi...
30 Ekim de tatil olmuş, ne yapsak acep ?