Sayfalar

13 Nisan 2012 Cuma

Mim

Buyrunuz Kitap Bahçesi 'tan gelen sıcağı sıcağına bir mim :)

1.Yemek olsan hangi yemek olurdun?



Been olsam olsam zeytinyağlı sarma olurdum..Azcık zor biriyimdir :) Sarmanın da hem yapmasını hem de yemesini çok severim..

2. Müzik aleti olsan ne olurdun?



Türküleri hep çok sevmişimdir. O yüzden bağlama olurdum galiba. Babam çok güzel çalar, bir dönem ben de çalmaya uğraştım ama tam Hekimoğlu'nu çalar gibi olmuştum ki tayin oldum, kaldı bağlama işi :)

3. Araba olsan hangisi olurdun?



Oo ben Mini Cooper olurdum. Kendim mini değilim ama bu şirin arabaya bayılırım..

4. Aylardan hangisi olurdun?



Mayıs olurdum; doğa uyanmış, ağaçlar yeşile dönmüş, mis gibi çiçek kokularıyla bahar kendini eksiksiz göstermiştir...

5. Ayakkabı olsan nasıl olurdun?



En rahatından ve cicisinden bir sandalet olurdum :) Rahatça hopla zıpla...

6. Kıyafet olsan hangisi olurdun?



Ee sandalet giyince üzerinde de kot pantolon ve renkli bir tişört olmalı dimi?

7. Renk olsan hangisi olurdun?



Ee adı üstümde pembeee:)

8. Hayvan olsan hangisi olurdun?



Şüphesiz kedi..Uysallığımdan değil ama daha şirini var mı?

9. Şu anda okuduğun kitabın 137. sayfasında ne var?
Henüz bitirdiğim kitabım Kırık Kalpler Oteli;
"Hep birlikte Panama Oteli'nin görkemli lobisine girdiler. Lobi toz ve küf kokuyordu ama zımparalanmış, kumlanmış, temizlenmiş, yılların dökülmüş boyasından arındırılmış duvarlara elini değdirdiğinde, toz ve küf kokusu bile yeni gibi gelmişti Henry'ye."

Benden de Lila ve tatlı telaşlar yaşayan Dejawu ya gitsin :)

Kırık Kalpler Oteli




Uzun zaman önce marketteki (muhtemelen Metrodaki) indirimli kitap sepetinden almıştım bu kitabı. İsminden yola çıkarak en kötü ihtimalle acemi bir aşk romanıdır demiştim. Beklentim yüksek olmadığı için okumak için elimdeki kitapların azalmasını bekledim.
Ve sıra geldi Kırık Kalpler Oteline...





Yazarı Jamie Ford, Çin'den San Francisco'ya göç eden ve "Ford" soyadını alan bir madencinin torunu. Seattle'daki Çin Mahallesi'nin yakınındaki bir semtte yetişmiş. Yazarın geçmişi düşünüldüğünde, bence bu kitaba bir "vefa borcu " demek doğru olur.
1980'ler ile 1940'lar Amerikası arasında gidip gelen bir hikaye. 1942;  Amerika-Çin-Japonya arasındaki savaşlar, aynı mahalleyi paylaşan Amerikalılar-Çinliler-Japonlar...



Savaş dönemleri en etkili şekilde bir çocuğun dilinden anlatılabilir. Özellikle de anlatan; en iyi arkadaşı bir Japon olan Çinli bir çocuksa..
Konusu benim için son derece etkileyici, anlatımı berrak, finali buruk da olsa gülümseten bir kitap Kırık Kalpler Oteli.
Denk gelirseniz mutlaka okuyun...

9 Nisan 2012 Pazartesi

Haftasonu

En hızlısı ve yorucusundan bir haftasonuydu..
Hafta içi yürüyüş yorgunluğu ile yapabildiğim tek iş bulaşıkları makineye doldurmak olduğu için beş gün sonunda   ev müthiş dağılmıştı. Mecburi temizliği iki güne yayıp toparlamaya çalıştık.
Cumartesi hafif bir esinti var, uçurtma uçurabiliriz dedik ama göl kenarında değil uçurtma biz bile uçacaktık. Yüzümüzü göle döndüğümüz zaman şu sakız reklamındaki kadın gibi  oluyorduk :)



 Ama yılmadık, uçurduk uçurtmamızı. Rüzgar nedeniyle boş kalan parkta da Eylül oynadı bolca. Her ne kadar yanımızda götürdüğümüz hiç birşeyi yiyemesek de, halimizden memnunduk..







Ve bahçemizden..