Sayfalar

9 Ocak 2015 Cuma

Doğan Bebeğe İlk Altını Devlet TakacakMIŞ !!!

Dün her yerde aynı haber vardı; devlet doğum yapan kadına (çocuk sayısıyla orantılı olarak ) para yardımı yapacak, doğum izni sonrası esnek çalışma saatleri getirilecekMİŞ...
Bu masal bana çok tanıdık geldi çünkü aynısını tam olarak iki sene önce de dinlemiştim. Televizyonlar günlerce anlatmış, gazeteler yazmıştı. Hatta bazı kadın dernekleri tasarıya karşı çıkmış, kadını çalışma ortamından uzaklaştıracağını iddia etmişti. Bu tasarı ilk kez gündeme geldiğinde yengem hamileydi, çok da sevinmişti. Yengem bebeğini doğurdu, yerel seçimler geçti, doğum izni bitti, birikmiş yıllık izinlerini kullandı, meclis tatilden döndü ve kulağımız seste, bir umut yengem işe başlamadan tasarı yasalaşır mı diye...

Sonuç; koccaman bir hiç. Ha yoldan geçen  (bebeksiz ya da bebekli-çalışmayan) birisini çevirip sorsanız; devletin doğum yapan kadına maddi olarak destek olduğunu, çalışma şartlarının esnettiğini söyleyecektir çünkü o kadar çok konusu geçti ki 'sokaktaki vatandaş' yasalaştığını düşünüyor. Tıpkı internet haberlerinde memurları ilgilendiren eften püften her haberin 'memura maaş zammı müjdesi' başlığıyla verilip insanlarda memurun sürekli maaşının arttığı algısının oluşturulması gibi!!!
Şimdilerde aynı masalı tekrarlıyorlar, malum seçim yatırımı...Aynı mavi boncuk dağıtımı devam ediyor...

Özetle 'büyüklerimiz' buyuruyor ki;

Üç tane çocuk doğur ama hamileyken sokağa çıkma, sekiz haftalık doğum öncesi izninle bunu nasıl başarırsın bilemem ama ÇIKMA... Zaten çalışma çünkü o da bir tür DAVETİYE... Sezaryenle DOĞURMA...Çocuklarını doğur ve sekiz hafta sonra bırak işe gel, istersen depresyonun dibince ol ama GEL...İki sene bebeğini emzir, sen işteyken bebeğin iki saatte bir 'emmek' isteyecektir, mutlaka EMZİR...Anaokulları artık mecburen yarım gün, diğer kalan yarım günde ne yaparsın bilemem o senin DERDİN. Haa bu arada annelik de senin asıl KARİYERİN...

Devlet anne olmaya ne hevesliymiş, benim adıma her şeye karar veriyor, ensemden ayrılmıyor, doğurduğum anda da bizi cami avlusuna bırakıyor, görmezden geliyor. İsteğim şudur; anneliğime, iş kadınlığıma, doğumuma, doğurmama hakkıma KARIŞMA!!!!!!

6 Ocak 2015 Salı

Evde Geçen İlk Kış

Neredeyse otuz yıldır evde geçirdiğim ilk kış bu. Okul+iş hayatımda evde cam kenarında olabildiğim kışlar maksimum onbeş gün sürüyordu, çocukken bir defasında kar yüzünden sömestir tatili bir hafta uzatılmıştı, üç haftayı da görebilişim demek ki.
Bu sene ücretsiz izin sayesinde hayatımın en gamsız kışını geçiriyorum, dışarıda dondurucu soğuk varmış, ne gam ;) Tamam Eylül'ün okula gideceği günler endişeleniyorum ama o da dizimin dibindeyse dünyadan haberimiz olmuyor :) Sabah eşim arabayı çıkarmak içi tam bir saat uğraşmış, komşularla küreklerle yol açmışlar, benim hiiç haberim olmamış, camdan dışarı bakmamışım ki. Aslında baktım da farklı pencereden fotoğraf çekmek için ;)



Sabah karı görünce kendimce Eylül'ün okulunu tatil ilan etmiştim ki yarım saat sonra Kaymakamlığın da benimle hemfikir olduğunu öğrendik :)

Karın yoğun olduğu günlerde bizim çanak kullanım dışı oluyor, yani hard diskten Sünger Bob izleme zamanı.



Bugün evde de kar tatili ilan ettim, herhangi bir işe bulaşmayı düşünmüyorum, planım 2015'in ilk kitabına başlamak, bakalım torbadan hangisi çıkacak...Yanında da Tea&Pot çaylarım var, daha iyisi Şamda kayısı ;)

Keyifli günler dilerim...