Sayfalar

24 Ocak 2014 Cuma

Peri Gazozu

2013'ün son günlerinde yaptığım en iyi şey Peri Gazozu'nun da dahil olduğu kitapları kendime yılbaşı hediyesi olarak almak olmuş....


 
 Pazar gününün akşam üstünde, yemek hazırlamak için henüz erken olan 'boş' bi zaman aralığında başladım kitaba. O gün akşam yemeğine biraz 'geç' oturduk; bende hüzün, gurur, aşinalık karışımı duygular kalmıştı.
 
Peri Gazozu'nun Peri Bacalarından esinlenilerek adlandırıldığını öğrendim, tadını komşusu Niğde Gazozu ile özdeşleştirerek okudum :)



Yaşanmış olaylardan örülü kitabı okurken hüzünlendim...
Ülkenin gidişatı ile ilgili karamsar düşüncelere sahipken, benim gibi düşünebilen, üstüne üstlük bu garip düzeni sorgulayabilen insanların varlığı ile gururlandım...
Orta Anadolu'nun ortak coğrafyasını gülümseyerek okudum, böreğin içine konan malzemelere aşina olduğum için mutlu oldum :)
 
Derim ki Peri Gazozu'nu okuyun, okutun...

20 Ocak 2014 Pazartesi

Nar Ağacı

Nazan Bekiroğlu ile ilk tanışmam...
Nar Ağacı, Kitapkardeşliği Ocak ayı kitabıydı bu vesileyle ben de okudum.
 

 
Nazan Bekiroğlu çevremde sıkça duyduğum bir isim olmasına rağmen mesafeli durduğum bir yazardı, nedense İskender Pala ile çok özdeşleştirmiştim kafamda. Pala'nın da Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk'ını okumuş, kitabın konusunu çok beğenmeme rağmen kitabı yorucu bulmuştum. Sonrasında İskender Pala okumaya hiç heveslen(e)medim. Nar Ağacı'nda da benzer şeyleri hissettim, konu ilginç olmasına rağmen kurgu 'çekici' değildi.



 
Osmanlı'nın son dönemleri ve cephe gerisinde yaşanan savaş oldukça net anlatılmış kitapta. Hep gururla hatırladığımız 'kurtuluş'un öncesinde bir 'çöküş' yaşanmış olduğunu hep unutuyoruz maalesef. Daha önce nüfus mübadelesiyle ilgili okuduğum kitabın (Çalı Harmanı) üstüne, bu hikaye sanki devam niteliğinde oldu. Anlatılan 'nehir'lerden Tranzon ayağındakinin hikayesi yerli yerindeydi benim için de diğer 'nehir'in yaşadıkları biraz zorlama geldi sanki. Setterhan fazlasıyla düzeltilmiş bir karakterdi bence, 'beşer' olma vasıflarından arındırılmış gibiydi...
 
Giriş kısmına pek ısınamadığım kitabı ortalara doğru daha 'meraklı' okudum, son kısma ise 'gidişat belli' hissi hakimdi. Hikayenin çıkış noktası fotoğraflar olmasına rağmen, kitabı bitirdikten sonra eksikliğini hissettiğim, görmek istediğim şey bir kaç fotoğraf oldu. Her ne kadar detaylı tasvir edilmiş olsa da Taht-ı Süleyman, Yezd, Ateşgahlar ve Sessizlik Kulesi okuyucunun aklında netleştirilebilirdi...