Sayfalar

2 Mayıs 2013 Perşembe

Antalya ve İyi Ki Doğdun Eylül...

Haftasonu ve izin birleşimi ile üç dört gün dinlenip döndük.
Eylül'ün yaş gününü kutladık, kızım artık dört yaşında :) İyi ki doğdu, iyi ki hayatımızda...

 
 
Gün Eylül'ün günüydü, onun sevdiği yerleri gezdik...



 Elinde Ayşe ile uçar adım giden Lülü :)



Dedenin bahçesine gidip dutlarla hasret giderdik ;)


Bakla topladık..Çok sevdiğimizden değilde toplaması eğlenceli olduğundan..

Diğer bir gün yaya olarak düştük yollara. Yat Limanının merdivenlerine kafa tuttuk. Eylül ilk kez dolaştı buraları, onu evde bırakıyorduk hep, bize ayak uydurabildi, büyümüş artık kızım :)




Eve yorgun argın dönen Eylül erkenden uyuyunca akşamlar da bize kaldı. Konyaaltı bu dönemde ideal, sakin, dingin...Eve de yakın olunca soluğu orada aldık.

Türk kahvesine eşlik eden manzara..

Hava yazı aratmayacak kadar sıcaktı, aklımız denizde kaldı ama az daha sabır. Şurda ne kaldı yaza tatile :)

Dönüşte Isparta üzerinden geldik, baharda güzel oluyor bu güzergah..



Yolun keyfini çıkararak döndük..


Ayşe de yoruldu, ee kendisi epeyce yaşlı bir ayıcık, neredeyse 11 yaşına girecek :)

Akşam Antalya'dan dönüp, sabah da konu komşu erkenden pikniğe gittik..Derdimiz neydi bilmiyorum, eve gelince merdivenleri zor çıktım (giriş kattaki evimize ;))..


 
Dinlenmek amacıyla gidip, yorulmuş ve hatta dayak yemiş gibi döndüğümüz bir kısa tatilin daha sonuna geldik...Yorgunum ve de mutluyum....











 

Bora'nın Kitabı

 


 
Gizli Anların Yolcusu ile birlikte almıştım. İlk kitabı beğenmesem de Bora'nın Kitabı devamı olduğu için ödev mantığı ile okudum.. Zaten gereksiz bulduğum hikayenin detaylarını da öğrenmiş oldum çok mes'udum ;)
 
 
 
Antalya'ya giderken yolda okudum, sayfa sayısı az, çabucak bitiyor zaten kitap. Kitaplarda olaylara farklı açılardan bakılarak anlatılmasını severim ama bu kitapta o tat yoktu, bilmediğimiz birşey anlatmıyordu. Gereksiz, lüzumsuz bir hikaye...
Benim gibi merakınıza yenilip ilk kitabı okuduysanız, kalın orda. Bora'nın Kitabına para vermeye gerek yok, onun yerine alın bir bademli dondurma yiyin, oh serin serin...