Bu okuduğum üçüncü kitaptı ve ilk ikisinin verdiği aşinalıkla okudum Zargana'yı. Zargana'da biraz Derda gördüm, biraz Kayra, biraz Kinyas...
Kitabın garip bir akıcılığı var ama öyle bir oturuşta okuyup bitirilecek gibi değil. Zaten şöyle arkaya yaslanıp keyifle değil de sandalye üstünde okumaya müsait gibi, ya da okuyanı fiziken öyle etkiliyor...
İnsanların saçlarının dökülmeye başladığını onlardan daha önce anlayacak kadar uzun boylu olduğu gün geldiğinde, Zargana o cüce heykellerini hatırlayacaktı.
Hollywood filmlerinin kurallarından biri gereğince kameranın üç saniyeliğine bile olsa tek başına gösterdiği bir nesnenin hikayenin ilerleyen dakikalarında kullanılacağından nasıl emin olunursa, Zargana'nın içindeki Betty'yi terk etme isteğinin de bir gün mutlaka su yüzüne çıkacağı bir gerçekti.
Yine herkese gözü kapalı önermiyorum ama Hakan Günday'ın bir kitabını mutlaka okuyun, tarzını beğendiyseniz Zargana'yı da okunacaklara ekleyin..
Bir iki kitap okuduktan sonra Hakan Günday'a devam edeceğim.
Bu arada Antalya'daki kitap fuarının görüp heveslenmiş, Hakan Günday'ın fuarda olacağının öğrenince sevinmiş, (boş atıp dolu tutmam sayesinde) haftasonu Antalya'ya gitme kararı almıştık ama yeniden kar yağacak olması nedeniyle iptal ettik.
Sanırım Konya'ya gitmekle yetineceğiz (kar yolları kapamazsa)...
Not: Nihat Genç de kitap fuarında leman'daymış.. Ühüüüüü!!!!!!!!!!
Not: Nihat Genç de kitap fuarında leman'daymış.. Ühüüüüü!!!!!!!!!!
2 yorum:
Zargana'yi okudugunuz uzere ben cok begendim.. Simdi Pic'i okuyorum. Onu da tavsiye ederim :)
Bende de Ziyan okunmak üzere bekliyor..
Hepsini okumak istiyorum zaten :)
Yorum Gönder