Gecikmeli okudum Ayşe Kulin'in kitabını.
Gündeme gelen tartışmalarla konusunu az çok tahmin edebiliyordum, bu yüzden kitaba karşı hem önyargılıydım hem de merak ediyordum.
(Spoiler içerir.)
Kitaba gümdende tutan Bora'nın hikayesinin, asıl olayların yanında paralel ilerleyeceğini, ne bileyim ince bir tül arkasında kalacağını düşünmüştüm.
Okumaya başlayınca öyle olmadığını gördüm, en azından hikayenin boyutu değişir diye umdum bu kez de. Ama kitap bitince anladım ki başından sonuna hep birşeylerin değişmesini beklemişim.
Tüm hikaye aheste bir şekilde ilerlerken, finalin alel acele yapıldığını düşündüm. Kim kime neyi anlatmış kafam karıştı biraz.
Sevmedim hikayeyi, sevemedim. Empati kurmak isteyeceğim, kitabın kahramanı adına üzüleceğim/sevineceğim bir hikaye değildi benim için. Baştan sona zorlama bir hikayeydi bence. (Mesela Zenne'yi izlerken etkilenmiştim, anlatımı samimiydi.)Yazarın bir kadın olduğunu bilmek de beni olumsuz etkiledi, bir sürü "belki"li cümle kurdum...
Aslında kitabı satın almaktansa kütüphaneden ya da ikinci el alabilmeyi ummuştum ama olmadı. (Fazla beklenti içne girmediğim ama bir yandan da merak ettiğim kitaplara genelde para vermek istemiyorum) Bir de işgüzarlık edip devam kitabıyla birlikte aldım. Üstelik okuyanların çoğu Bora'nın Kitabını ilk kitaba göre zorlama/gereksiz bulunmuş. Devam kitabı olmasının verdiği "baskı" ile onu da okurum artık bir ara....
Tavsiye notuyla bağlayayım; okunacak onca güzel kitap var.(Belki bu konuda daha naif kitaplar da vardır). Daha iyi bir seçim yapabilirsiniz bence.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder