Bu on günde ben;
Daha doğrusu biz; heyecanlandık, umut ettik, kızdık, üzüldük, küfür ettik, yetsin dedik, bitmesin sürsün dedik...Velhasıl gündemle oturduk gündemle kalktık, geçen bir hafta sonunda bakıcı teyzemiz gibi büyük bir çoğunluğun da "ne olmuş ki?" dediğini fark ettik...
Ve düzen devam etti...
Bir köy kahvesinde, bu sandalyeler üstünde içtim çayımı, orjinaller ama rahat değiller :)
Uzun zamandır merak ettiğim Fasıllar (Hitit) Anıtını gördüm.
Bahçeden kiraz topladık, ikili olanları küpe yapıp teklileri yedik :)
Pikniklere devam ettik.
Hamakta yatıp uzun uzun seyrettim.
Son kitap takasımla bunları edindim.
Görevli gittiğim en tenha köylerden birisi..
Bu da yeşil köylerden...
Bu köyde de Okuma Salonu vardı ama 3-4 tane kitap ancak vardı.
Yağmurla birlikte ürkütücü bir hal alan yemek manzaramız.
Bu kitabı okudum.
Ve bunu, bayıldım tabi.
(Balıklı kitaplar tesadüfi oldu :))
Bunu da okuyorum...
Kızım gözlük takmaya başladı, tembel olan gözü de kapatacağız.
İkinci memleketimiz Kayseri'ye kısa ama dopdolu bir ziyaret.
Kayseri, Eylül'ün ilk adımlarını attığı park.
Bu güzellik ile tanıştık :) Çantamıza saklayıp getirmeyi düşündük ;)
Yaş haneme bir sayı daha ekledim...
İlerleyen günler neler getirecek bilinmez..
Dileğim hoşgörü, saygı...
2 yorum:
Öncelikle yeni yaşınızı kutluyorum hayırlı mutlu yeni yaşlar diliyorum..:))
Çok güzel bir yayın olmuş içim açıldı bu kara günlerde.. Siz çok güzel resimliyorsunuz manzaraları.. Ben de kendimi oralara gitmiş gibi hissediyorum..
Bebişleri de çok çok öpüyorum..:))
Teşekkür ederim Özlem Hanım :)
İçinizi açabilecek birşeyler paylaşabilmiş olmama ayrıca sevindim...
Sevgiler...
Yorum Gönder