Bool fotoğraflı bir yazı başlıyor...
Biz hemen her yolculuğumuzda harita ya da navigasyon cihazının gösterdiği 'kestirme' yola kanar ve dağ başındaki köylerden geçerek itinayla yolumuzu uzatırız. Bu sene de kuralı bozmayıp Yalvaç-Çay arasını kestirmeden(!) gittik :) Bu vesile ile de koccaman bir bataklık (Karamık Bataklığı imiş) görmüş olduk. Yukarıdaki resim de köyün hayvansever gençlerine ait ;)
Uğradığımız her mekanda sözleşmiş gibi Eylül'e şeker verdiler.
Karacabey'e yaklaşınca klasikleşen (binmeyeceğimiz) feribot kuyruğuna girdik, bu sene daha insaflı bir kalabalık vardı Allahtan.
Gönen'e ulaştığımızda kayınvalidem bizi bu ev yapımı ve buz gibi içecekle serinletti...
Eylül, bol bol resim yaptı, dedesinin bulmacalarını iç etti ;)
Gönlü olunca poz verdi,
Büyük anneannenin bahçesinden domates yedi...
Bayram sonrası rotayı Bozcaada'ya çevirdik. Hem oraya tayin olan arkadaşı ziyaret etmiş olduk, hem de adayı gezdik.
Gidişte ve dönüşte birer buçuk saat feribot beklesek de, beklememize değdi :)
Geyikli'nin denizine ise bayıldık, seneye detaylı bir gezi planladık, bakalım...
Akvaryum Koyu, tertemiz bir denizi var...
Ve denizle bütünleşen mavi-beyaz temalı evler, sokaklar.
Ve benim için ada sürprizi,kitap fuarı :) Gerçi fuar etkinlikleri henüz başmamıştı, kitaplar etiket fiyatına satılıyordu ama ben yine de kendimi tutamayıp iki kitap kaptım ;)
Bozcaada'da Gökçeada'nın meşhur kurabiyesini tattık :) Ekip beğendi ama bana ağır geldi, kokusu bana göre değil...
Bozcada'nın koylarını ve sokaklarını çok sevdik. Huzurlu bir tatil için ideal. Ama yiyecek içecek konusunda çok memnun kalmadık çünkü adaya özgü pek birşey göremedik. Mesela dondurma aradık ama birkaç yerde bulamadık, diğerleri de klasik markalardı. Limonata sorduk, yine ambalajlı ürün vardı. Damla sakızlı muhallebi orjinaldir diye umduk o da ambalajdan ters çevrilip geldi...
Balığı saymazsak ki o da adaya yetmediği için dışarıdan geliyormuş, gönlümüzce yiyip içtik diyemeyeceğim...
Son durak Erdek. Kalabalık boğucu değildi, rahatça dolaştık...Her köşeden taze bir kuruyemiş göz kırpıyordu; taze ceviz, taze fındık, buzlu badem :) Benim gözdem taze ceviz ;)
Gönen denilince akla iğne oyası gelir. Biz de salı sabah erkenden oya pazarının yolunu tuttuk. Kadınlar ellerinde, kollarında oyalarla dolaşıyorlar. Durdurup bakıyorsun...Yanlardaki tezgahlar ise sabit satıcılar için. İlk kez böyle bir satış gördüm çok ilginçti...
Fotoğraflamayı unutmuşum, yukarıdaki resim alıntı .
Kayınvalidem epeyce alışveriş yaptı, bir kısmı çeyiz için sanırım. Siyahlılar fular diğerleri namaz örtüsü.
Bunlar da benim aldıklarım...
Hediyelik bebek örtüsü ve fularlar...
Ve dönüş zamanı. İnegöl'de henüz acıkmamıştık, köftemizi yiyemedik. Ama Bozhüyük'ten sonra esprili tabelaları ile Akçaabat Köftecisi bizi çağırdı :) Nasıl olsa onlara her yer Trabzon deyip şansımızı denedik..
İçeceğimiz de bol acılı Laz Bombası idi. Hakikaten kışın bundan birer tane içsek kalorifer yakmaya bile gerek kalmaz ;)
Zaten öyle bol kepçe gelmiyor, minik bardaklarda getiriyorlar. Şalgam suyu gibi ama hafif bir lahana kokusu duyuluyor.
Biz severek içtik, hatta ev için yedekledik ;)
Köfte, sunumu ve hizmet beklediğimizden çok çok iyiydi. Bozhüyük'te akçaabat köftesi mi olur demeyin, yolunuz düşerse uğrayın bence...
Nice keyifli bayramlar diliyorum...
4 yorum:
Mükemmel mükemmel ötesi bir tatil ve gezme olmuşş. Eminim ençok Eylül sevinmiştir eğlenmiştir.. Vallahi çok iyi etmişsiniz.. Darısı benim başıma diliyorum..:))
Selam ve sevgilerimi gönderiyorum..:))
Animal Planet olayına bayıldım..:))
Ramazan rehavetinden sonra iyi geldi valla Özlem Hanım :)
Eylül pek bir mutluydu.
'Ben zaten belgesel izliyorum' diyenler doğruyu söylüyormuş valla ;)
Darısı başınıza, en kısa zamanda.
Sevgiler...:)
ayy resmen oraları gezdim
çok güzel fotoğraflayıp anlatmışsın
o iğne oyalarına için gitti resmen yapımı inanılmaz zor ve emek ister
hattaa yılbaşına biraz zzaman vardı, büyükanneme bir yazma başlamıştım iğne oyası ama basit bir örnek, inşallah bu seneki yılbaşına bitecek :)bi kenarda duruyor :)
Eylül çok tatlı maşallah, Allah bağışlasın
tatillerin devamını diliyorumm
sevgiler
darkolivee, iğne oyası gerçekten zahmetli iş, başladıysan devamı gelir artık :)
Ben de bakıcımızdan oya yapmayı öğrensem diye heveslendim ama bakalım, kış akşamları gelsin bakalım ;)
Sevgiler...
Yorum Gönder