Pazartesi yazılan bir 'bugünlerde' postundan pek pozitif çıkarımlar beklememek gerek di mi?
Şimdi şöyle yeşilli mavili fotoğraflar ekleyip gözümüzü gönlümüzü açar, üst üste izlediğim filmlerden, yaptığımız kahve keyfinden görseller paylaşırdım ama malum teknoloji detoksundayım.
Çok afilli bir bahane oldu di mi? Ama işin aslı bir ay önce denize düşürdüğüm telefonumun yerine yenisinin alınmamış olması, halen kullanmak zorunda kaldığım 'alet'in de hesap makinesi kadar teknolojik oluşu. Haa detoks kısmının doğruluk payı da yok değil; Ramazandan bu yana ödem atabilmek için suyunu içmediğim ot-çöp-püskül vs nebatat kalmadı.
Beni gözünüzde üç aşağı beş yukarı şu şekilde canlandırabilirsiniz. Ruhen daha çok benziyorum tabi...
Yılan hikayesine dönen tayin işimizde hiç bir ilerleme kaydedebilmiş değiliz. İnternetten ev ilanlarına bakmak ve beğendiğim evlerin birkaç gün içerisinde tutulmuş olmasına üzülmek esas vazifem. Karton koli tedariği konusunda eşimi taciz etmek de günlük rutinlerim arasında. Dün sonunda birkaç koli getirmiş, hem de tabanı açık olanlardan, sağolsun!!
Eşyaların bir kısmını annemlerin depoya bırakacağım, şimdilik herşeyi kafamda kolileyip bir kenara ayırıyorum. Fiziken yorulmayı yeğlerdim.
Bahaneyle ev detoksu da yapacağım (detoksa takmışım şimdi fark ettim), işe oyuncaklardan başlamalı, yaş grubuna göre ayırmalı, büyük bir kısmını da dağıtmalıyım. İşin en zor kısmı da bunları kızlara çaktırmadan yapmak olacak. Off ki ne offf!!!
Bu sene ilk kez kendim için tatil planı yapmıştım, ailecek tatilin üstüne bir kaç gün de çocuksuz dinlenecektim. Geçen hafta ellerim titreyerek onu da iptal ettirdim. Artık tatil hayalim de yok, ne kadar hafifledim bilemezsiniz.
İşin içinde küçük bir belirsizlik olmasından rahatsız olurken şimdilerde önümdeki 1-2 ay bir imzanın ucunda ve flu ...
Duru ile 'terrible two' dönemine hızlı bir giriş yaptık, Eylül de sağolsun boş durmayıp kendince 'horrible seven' dönemi icat etmiş, uygulamada. Evde atacağım her adım için 'atmaaa' diye ağlayan bir bebe, 'Duru ağlıyorsa ben de ağlarım' diyen bir abla, başında hunisiyle bir anne var. Kadrodaki eksik mi var? Hiç fark etmemiştim...
Son bir ayda 5-6 tane kitaba başladım, ikisini bitirebildim, bir ikisinin de hangileri olduğunu unuttum. Anlayacağınız üst üste harika seçimler yapmışım :)
Hunimi çıkarıp hepinizi selamlıyorum.
4 yorum:
Ayy Filiz hızlı hızlı anlatıyormuşsun gibi karşında sohbet ediyormuşuz gibi hissettim. O kadar yakınken görüşemezken buradaki küçük yazılarınla da mutlu olabilmeyi öğrendiğimi farkettim. Karışık hallerinin bir an önce çözülmesini dilemek en iyisi olacak sanırım. Allah bir an önce ferahlığa kavuştursun arkadaşım başka ne diyim?
Sağolasın arkadaşım, 'kahven nasıl olsun' diyebilirsin :)
Sende mi içelim bende mi? :))
Bide ocakla bulaşıkla mı uğraşacağız, göle-denize nazır içeriz :)
Yorum Gönder