Kütüphane ganimetlerinden...
İsminin ve kapağının cazibesine kapılıp seçmiştim kitabı, tabi Can Yayınlarından çıkmış olması seçimimi desteklemişti.
Her polisiyede olduğu gibi çok hevesli başladım kitaba. 5-10 sayfa sonrasında aklımda kalan tek şey kahramanın hiç doymamış olmasıydı. Kitabın ortalarına kadar biraz zorlanarak okudum, umduğun heyecanlı hikaye yoktu ortalıkta. Birkaç kişi sudoku çözerken ölmüş, ölümleri kayıtlara normal ölüm olarak geçmişti. Araştırma üstü kapalı yapılıyor, ölenlerin kim olduğu, ortak yönlerinin ne olduğu hiç sorulmuyordu. Adını henüz öğrenemediğim (ve kafamda sürekli olarak kaç kg olduğunu düşündüğüm) esas kadın ile adının çook sonra Ahmet olduğunu öğrendiğim Komiser garip bir ilişki yumağı halinde yuvarlanıyordu sadece..
Sonra yavaş yavaş olaylara dahil olanlar çoğalmaya, hikaye heyecanlı bir hal almaya başladı. "Hah, şimdi başladık.." dedim. Yeni katılan hemen her karakter sudokunun mistik güçlere sahip kişiler tarafından kolaylıkla kullanılabilecek kapalı bir sistem olduğundan bahsediyordu. Sanki taşlar yerine oturuyordu..
Tam olaylar çözülüyordu ki kitap pat diye bitti. O kadar detay verilen süreç havada kaldı, herşey oldu-bittiye getirildi...
Arka kapakta "Başka polisiyelerin tersine, Bana Baktığın Gibi Bakma, olayların çözümlenmesine değil aşka odaklanmış bir hikaye anlatıyor" denilmiş. Benim gibi olayların çözüleceğini umarak okumamak, aşka odaklanmak gerekiyormuş...
Yaşanan ilişkiler ve diyaloglar açısından bakılırsa esas kadın obur ve sevimli, Timur çok sempatik, Komiser çok romantik, kitabın ismi çok vurucu...
Sudoku, cinayetler ve sonuç açısından bakarsak, hiç bakmayalım daha iyi...
Yani Kitaba Polisiye Gibi Bakma'dığınız sürece sorun yok :)
4 yorum:
kitabı bilemem ama senin yazını okurken öyle kaptırmışım ki kendimi --, güya kitapla ilgili kısımları okumayacaktım ben yaa:((dedim yazının sonunda:)
Bazen kitaplar bizi şaşırtıyor, hatta ters köşe yapıyor değil mi?
:)
Kitap eylemcisi; aslında spoiler içerdiğinde hep uyarıyordum ama nedense kitabın olumsuz özelliklerine kaptırınca es geçmişim. :)
Baykuş Gözüyle; kesinlikle :)Ters köşeler bazen kitaba ayrı bir heyecan katarken bazen de okuma şevkimi kırıyor...
Yorum Gönder