Sayfalar

22 Şubat 2013 Cuma

Kitap Çekilişi

Blog Hocam okuyucularına çekilişle kitap hediye ediyor. Okuoku.com sponsorluğunda düzenlenen bu çekiliş sonucunda 3 talihliye ödül olarak verlecek. Sosyal medya kullanıcısı veya blog yazarı olan herkes bu çekilişe katılabilir. Çekiliş Sayfası

19 Şubat 2013 Salı

Kötü Kedi (Çocuk Kitapları)

Eylül'ün dört gözle beklediği, televizyonda her reklam çıkışında "benimkiler de yolda, geliyor" diye sevindiği Kötü Kedi kitaplarımız geldi nihayet.
Kitapların her biri ortalama 150 sayfa civarında. İlk defa bu kadar uzun bir kitap aldım Eylül'e. Sipariş öncesi epey aradım ama iyi ya da kötü bir yoruma rastlamadım. En önemlisi de yaş grubunun yazmamasıydı. Eylül'ün ilk bilinçli kitap siparişi olduğu için gaza geldim, yaş grubu uyuşmazsa yeğenime veririm diyerek attım sepete...
Cuma günü ben aldığım ilaçların da etkisiyle uyuşmuşken, babasıyla oturdular kitapların başına. Kulağıma takılan sözcüklerden hiçbirşey anlamıyordum; bir papilla diyordu, kedilerin dilinde varmış, bir kendini yalayarak temizleyen çocuktan bahsediyordu. Eşim "Eylül'ün yaşına pek uygun değil sanki" dedi...
Biraz sonra Eylül şen kahkahalar atmaya başladı, "anne buzdolabı ağaçta kalmış" diye :) Ben hala duyduğum parçalardan bir bütün oluşturamayacak kadar uyuşuktum..
Nihayet kendime geldiğim bir anda oturup inceledim kitapları..Öncelikle yaş grubu +6 bence, çünkü yer yer biyolojiyle ilgili bilgilere yer verilmiş. Ortada bir kedi var ve neresi "kötü" henüz anlamadım, gayet normal bir kedi gibi görünüyor. Espirili bir dili var diyeceğim ama bana bir çok yeri saçma geldi. Çeviri olduğu için bir çok kısmı havada kalmış, cümlelerin yarısı eksik gibi.
Velhasılı ben pek beğenmedi Kötü Kedi serisini. Eylül ise elinden düşürmüyor!! Yatıyor Kötü Kedi, kalkıyor Kötü Kedi. Ya çok heveslendiği için bu kadar odaklandı, ya da benim yaş grubuma uymadığı için ben sevemedim :)
 
İyi ya da kötü biz edindik kitapları, anlatılanları çok anlamasak da gece gündüz okuyoruz. İş işten geçti yani. Buraya yazma amacım en azından benim gibi sipariş vermeden önce fikir edinmek isteyenlere bilgi verebilmek. Fotoğraflar da aşağıda, göz atın, karar verin...
 
 Kitabı burnunun dibine kadar sokmuş, itfaiyeci hikayesini okuyor. Bayıldığı hikaye aşağıda;






 
Şimdi çocuk kitabı ya bunlar, yolda korkmasınlar diye yanlarına iki tane de "yetişkin" kitap ekledim :) Uzun zamandır listemde olan Kaplanın Karısı ve bir ara bulamdığım Cesur yeni Dünya...
 
Bol kitaplı günler dilerim ...

18 Şubat 2013 Pazartesi

Hafta Sonu

Bu sene bahar kıvamında bir kış yaşıyoruz. Ara ara kar görmeyi özlesem de halimden memnunum. Yolları kar kapatmadığı için sıkıntımızı dağıtacak kadar gezebiliyoruz. Haftasonunda da hava oldukça güzeldi. Hastalığın verdiği halsizlikle hiç yerimden kıpırdamak istemiyordum ama yemek hazırlamamak uğruna gezmeyi göze aldım :)
Kış günü çok da alternatifimiz yok zaten, istikamet Yakamanastır...

Her ne kadar gördüğümüz ekin yeşili de olsa, gözümüze güzel görünüyor..

Eylül elinde makinasıyla bulduğu herşeyin fotoğrafını çekti :)


 Yazın iğne atsan yere düşmez buralarda, böyle sadece bize kalmış olması güzel :)

Kış gelince kapalı mekana mecburi geçiş...

Üşümüyor aslında poz ver deyince numara yaptı :)

Buraların en sevdiğim tarafı her yerden suların akıyor olması..


Yediklerimizi de erittik sayılır.. 

Şurada dumanı tüten bir çay içmek vardı ama çayın tadını beğenmedik, keyiflik değildi.
Dönüşte bir kafede tatlı niyetine pastalarımızı da yiyip çay keyfini eve bıraktık...

Enerjik, sağlıklı bir hafta diliyorum...

17 Şubat 2013 Pazar

Yalancı Tanıklar Kahvesi

 
Kütüphane ganimetlerinden...
Önce ismi dikkatimi çekmişti, baktım yazarı Vedat Türkali, düşünmeden aldım.
Bu sanırım okuduğum beşinci Türkali kitabı, her seferinde aynı hevesle alıp sonunda da aynı yorumu yapmışımdır; "siyasi yönü çok baskın bu kitabın..." Bakalım altıncısını okursam ne olacak?
 
"Doğru söylemiyordu. Sözünü etmişti ya, ev mev aramamıştı. İçinden gelmiyordu aramak. Daracık çatı katında onu bırakmayan bir şey vardı sanki!Reyhan'la bölüştüğü mutlulukların o dağınık odaya sinmiş anıları mıydı? Olabilirdi, niye olmasındı!. Devrimcilik savıyla diretmişti Reyhan'a! Devrimcilik adına ne yapıyordu peki? Hiç! Gizli örgüt bağı yoktu. Olmasını istememişlerdi...Kanlı olaylar, aylar boyu, beklentilerin de ötesinde, çeşitli illerde öylesine sıralanmaya başlamıştı ki, neyi, nasıl düşünüp nasıl davranacağını bilmek başlı başına bir sorundu. Yapanı bilinmeyen tek kişilik cinayetlerle topluca saldırılar iyice sarıyordu ülkeyi..."
 
 
12 Eylül'e giden yolda yaşananlar, Muhsin'in kendi içinde yarattığı karmaşa ve çıkmazlar..Evet Bir Gün Tek Başına ile çok örtüşüyor kitap, farklı olarak ağalık faktörü vardı. Tamamını heyecanla okudum diyemem, çok fazla siyasi çıkarım vardı, bazılarını anlamaya uğraşmadım.
Rahatlıkla tavsiye debileceğim bir kitap değil, Vedat Türkali kitaplarından öncelikli tavsiyem ise Mavi Karanlık ve Kayıp Romanlar...