Sayfalar

2 Mart 2012 Cuma

Şah Mat

"Ölümle yapılan bir satranç maçı..Her hamle bir cinayet ve her cinayet karmaşık bir planın parçası..."


Bu kitabımın ilk hali, üzerine çay döktüğüm için tipi biraz kaydı :(

Son dönemlerde okuduğum sürükleyici ve şaşırtıcı polisiye kitaplardan Şah Mat. Özellikle son 200 sayfayı hız kesmeden, son yüz sayfayı da yemek yemekten vazgeçerek okudum (üstelik diyetteyim, anlayın artık ne kadar sürükleyici olduğunu:))
Her polisiye kitap okurunun beklediği ters köşelerle, sıkılmaya fırsat bulamadan okunabilecek bir kitap.
Geçtiğimiz ay içerisinde Şah Mat'ın A101'de indirimli olarak satıldığını düşünürsek , ödenen parayı fazlasıyla hak ediyor, 'markette indirimde satılan kitap' kategorisinde değil yani ...
Kitabın kahramanları da beklentileri karşılayacak şekilde (cevval genç gazeteci Greta, deerin psikolojik analizleri ile Claps, senli-benli olabileceğiniz polisler Sensi ve Benni, pasaklı hacker Mitnick :))
Tavsiye ederim...

Not: Eşimin benim için aldığı tüm kitaplar tesadüf eseri bir serinin kitabı oluyor.O yüzden Şah Mat'ın da devamını  beklemekteyim. Çırak, Kalfa, Yamak kabulümdür :))

Sen misin rüzgardan şikayet eden!!



Dünkü rüzgar isyanımın üzerine bugün dışarıda tipi var, okullar tatil...
(Gördüğünüz üzere hiiç isyan modunda değilim. Daha bunun çığı var, kapanan yolları var Allah korusun :))
Ve bugün Cuma :))

1 Mart 2012 Perşembe

Mart geldi mi cidden?


Teorik olarak kış bitti bugün..Her ne kadar etrafın çiçeğe böceğe bürünmesini beklemesem de isyanıma az kaldı!!!
Dışarıdaki uğuldayarak rüzgar esiyor, yer gök buz tutmuş halde, kardan kıştan arabamızı servisten almaya gidemiyoruz..
Küresel Donma mı ne yaşıyorsak bitsin artık!!!!!

28 Şubat 2012 Salı

Keloğlan Kabusumuz Oldu!

Lafın gelişi değil hakikaten Keloğlan Eylül'ün kabusu olmuş durumda!!



Gün içinde Eylül çizgi film izlemek istediğinde TRT Çocuk izleyebilir diyoruz bakıcı teyzesine. Yayınlanan çizgi filmleri az çok biliyoruz (aslında ezbere biliyoruz :)) diye..Bir de mutfaktaki TV sadece o çocuk kanalını çektiği için tabii!!
Peppe, Sid ve Keloğlan favori çizgi filmleri Eylül'ün. Aslında eşim başından beri Keloğlan'ın  içeriğinin küçük çocuklar için uygun olmadığını söylese de ben biraz ağırdan aldım, ama artık kabul ediyorum..Her bölümde istisnasız bir fantastik öğe var (canlanan korkuluk, konuşan karga, kuyu canavarı...vs). Eylül'ün en büyük saplantısı da Hırsız!!Çizgi filmdeki kötü karakterleri olabildiğince sempatik kılmaya çalışsalar da, hemen her bölümde birşeyler çalarken görüyoruz. Bu da Eylül'ün bilinçaltında epeyce yer ediyor sanırım. Ne zaman pür dikkat izlese Keloğlanı gecesine ağlayarak uyanıyor. En son dün gece ağlayarak ısrarla odasında hırsız olduğunu söyledi. Uyku öncesi "Tatlı rüyalar, rüyanda beni gör.." dediğimde "Hırsız görmeyeyim değil mi anne?" diyor..(böyle İstanbul Türkçesiyle konuşmuyor tabii:))



TV'ye bağladığımız hard diskten bizim seçtiğimiz çigi filmleri izleyecek artık ama bu sefer de olmadık saatlerde izlemek istiyor ya da aynı karakterden sıkılıyor. Ortaya karışık yapmak lazım yani:)
Aslında bu şekilde günlük izlediği Televizyonu da sınırlayabiliriz ama ne kadar uygulanabilir olur bilemiyorum..Bana inadı pek sökmese de küçük hanımın teyzesine cıngar çıkarma ihtimli yüksek ..

Dekoltede Son Nokta

Bu kadın bacağının ya da sırtının tamamını göstermezse rahat edemiyor !!Dekolte dediğin biraz estetik olmalı, bununki küfür eder gibi..
"Kim ne giymiş?" pek benlik değil ama aşağıdaki fotoğrafı görünce paylaşmadan edemedim :))
Yeterli  ilgiyi görmemişse, bir sonraki törende bu şekilde poz verme ihtimali yüksek:)



(Twitterdan aşırdığım fotoğraf ile )

Çekiliş

Bu pembeler için;
tık ...

27 Şubat 2012 Pazartesi

Küçük Mucizeler Dükkanı

Bir solukta olmasa da beş altı solukta rahatlıkla okunacak, okuyanı yormayacak, üzmeyecek, şaşırtmayacak, büyük yazı puntosuyla hızla akacak, ideal eş adayı gibi bir kitap :)



Bir nev'i  "umutlu evkadınları"...
Bol kadın karakterli, yünlü şişli ve de sıcak kapaklı bir kitap..
Okumaya başladım kadın karakterler birdi, iki oldu, üç oldu, dört oldu..haydaa kaç tane kadın var, karıştırırım ben bunları birbirine diyorum ki Allahtan dört kişilermiş:)
Bakmayın karıştırırım dediğime, konu aynı dükkanın etrafında döndüğü için artık kafanızda detaylıca canlandırıyorsunuz Blossom Sokağını..
Şöyle sıcak bir kitap okumak isteyenlere önerebilirim..
(Bu arada birçok okura katılıyorum, yazar Ayşe Özgün'e çok benziyor :)

26 Şubat 2012 Pazar

Şubat...

2 gün kısa olduğundan mı bilinmez Şubat ayı pek bir hızlı geçti..Parça parça izin kullanmam, bir hafta raporlu olmam da etkili oldu tabii :)
Kar bu ayın yegane yöneticisi oldu..Gün geldi izin aldırdı, gün geldi dizlerime kadar ıslattı ve de dağ başında mahsur bıraktı..Tabii bahaneyle bir hafta da zorunlu tatil yaptırdı.Bu son kısımdan memnun kaldım itiraf edeyim.Cuma eve döndük ve iki gün tam anlamıyla dinlendik.
İki gündür de kıyıda köşede birikmiş kara inat oldukça güzeldi hava. Bir haftalık güneşimizi de stokladık çünkü soğuklar dönüş yapacakmış!!!
Küçük Mucizeler Dükkanı benimle beraber gezdi dolaştı ama okumaya hiç fırsatım olmadı. Araba servise giderken içindeki eşyaları boşalttılar ve ben bıktırana kadar aynı soruyu sordum "torpidoda kitabım vardı, aldınız mı?" Okuyamadım ama yerini sağlama aldım :))








Göl hala buzla kaplı..







Göle karşı çay keyfi..


Ve vazgeçilmezimiz Ayşe ile yeni favorimiz Karakaçan :))