Sayfalar

29 Haziran 2013 Cumartesi

Eylül İçin Diktiğim Tulum

Yazın çocuklar için en ideal kıyafetlerden birisi tulum. Uzun zamandır internetten model bakıyordum, nihayet ben de diktim bir tane.

 
 
 
 
 
Kalıbın çıkarılışı ve dikiş en ince detayı ile burada anlatılmış. Benim gibi acemiler için oldukça açıklayıcı.
Orjinalince direkt şorttan kalıp çıkarılmış ama ben pantolon patronu kullandım, henüz elim o kadar yatkınlaşmadı. Üst kısımları ve boyunu göz kararı yaptım, roba kısmına çok uğraştım ama sonunda oldu. Sadece biraz yüksek yapmışım ama boynuna değmediği için sorun olmadı.
Benzer bir kumaş daha almıştım, onu da elbise yapmayı planlıyorum. Tabi tatil sonrasında :) Gerçi o zaman da Ramazan gelecek, artık bayrama dikerim :)

24 Haziran 2013 Pazartesi

Ne Kokluyorum

Hep ne okuyorum olmaz ya, hadi buyrun ne kokluyorum :)

Efendim vanilya kokluyorum. İçinde vanilya/kokusu olan herşeyi severim; iştahla yer, bayıla bayıla kullanırım. Kremde, mumda, sabunda favorim...


 Yves Rocher'i Kayseri'de bırakmıştım, buralara henüz açılmadı ama 'yakındaymış'...
Bunlar internetten aldıklarım. Söylememe gerek var mı bilmem, çok güzel kokuyor...

Duş jellerinden beyaz olanı pamuk çiçeği kokulu, ferah...Pamuk çiçeği nasıl kokar bir fikrim yok, ki bana daha çok çağla gibi koktu :)
Pembe olan lotus kokulu, bildiğin anneanne vazelini gibi kokuyor :)

Kullandıktan sonra fikrim ne yönde olur bilemiyorum tabi...

Ben bugün bunları kokluyorum, siz?

Kitap Takası (no: ohoo ); miyav kedicikten gelenler

Sevgili miyav kedicik ile kitap takasına doymadık, doyamadık :)
Kitapla başlayıp bir çok ortak nokta keşfettik kendisiyle. Zaten aynı şehri paylaşıyoruz, bir gün kahve keyfini de paylaşacağız inşallah.
 Etkinliğimizin adı 'kitap takası' ama gelen paketler bende 'doğum günü çocuğu' etkisi yapıyor.
Miss gibi kokan paketin içinde yok yok


Özlem Hanım teşekkür ederim, çok incesiniz...

Gece Evi Serisinden benim gönderdiğim kitaplar da burada.

Takasla gelenler, internetten gelenler, sahaftan aldıklarım derken  kitaplarla değil kule resmen toplu konut inşa ettim ben :))

Haftasonu, Bahçe, Kitap, Dikiş vs...

Hızlı bir haftasonunu daha geride bıraktık. Susuz ve de uykusuz işbaşı yaptık :)
Cumartesi anne-kız evde yalnızdık, Eylül'ün isteği üzerine kahvaltımızı balkonda yaptık, sonrasında tüm gün evde amaçsız gezinip durduk. Eylül boya yaparken ben de kitabımı bitirdim.

Takasla gelen kitaplardan.
Bir ileri bir geri Önder'in hikayesi...Aslında o kadar da kötü bir adam değil sanki...

Pazar günü tüm bina sakinleri için bahçe ve çalışma günüydü. Beyler bahçede masa yapım işlerine devam etti, ben bahçedeki otları çapaladım, kızlar bahçede toza toprağa bulanıp oynadı.

 Bu masanın verniklenmemiş hali. Masayı bitirip taburelere geçtiler. Takım tamamlanınca bahçe keyfine bu ekiple devam edeceğiz :)

 Minik seramızın içinde çekirdekten yetiştirdiğimiz domates ve salatalıklar. Gözümüz gibi baktık onlara :) Salatalıkları yemeye başladık, darısı diğerlerinin başına.

 Bahçenin genel görüntüsü, geçen hafta çekmiştim fotoğrafı, bir haftada epeyce büyüdüler. Duvar dibinde de haşmetli patateslerimiz var, bu sene yüksek bir rekolte bekliyoruz kendilerinden :)
Duvarın üzerinde kirazlara dadanan bir ikili var ama belli olmuyor.

 
 Çilekler ve marullar.

 Duvarın üzerine çıkıp dallar arasında kaybolan Eylülle teyzesi. Tabi kirazı dalından yemesi bir başka :)


Ve pazar sabahı tamamladığım şortum. Kumaş esnek değil o yüzden rahat olsun diye bir beden büyük kesmiştim. Ama çok bol oldu, yanlardan daraltmama rağmen pantolon-etek gibi durdu :) Uzun uğraşlar sonunda cep diktiğim için daha fazla oynama yapamıyorum. Bu haliyle giyeceğim artık.
Yalnız kumaş mütkiş renk verdi. Elim, yüzüm, makina herşey boyandı. Makinayi alkolle temizledim, kumaşı da tuzlu suya yatırdım. Umarım işe yarar yoksa şortu giyince şirinlere döneceğim...

Uzun zamandır aklımda olan Murakami kitaplarından Yaban Koyununun İzinde'ye başladım, bakalım nasılmış...



En hızlısından bir hafta diliyorum :)