Sayfalar

26 Şubat 2016 Cuma

Kafes

 
 
 
 
Kafes, tasarımı ve iç kapakta atıfta bulunduğu ödüllerle okura korku vadediyor.
Ama bence kitap tam anlamıyla bir gerilim kitabı...
 
Spoiler içermez...
 
Hikaye 4-5 yıllık farkla iki zamanda paralel olarak ilerliyor. Bir taraftan olayların başlangıcına gidiyor bir taraftan da nehirde çocuklarıyla yol almaya çalışan Malorie'ye tanıklık ediyoruz. Aslında ciddi olarak tanıklığa ihtiyacı var çünkü gözleri kapalı, tehlike yanı başlarında...
Bir gazete ilanı ile bir araya gelen insanlar, siyah perdelerle kapatılmış camlar, dışarıdaki dünya ile bağlantı sağlayabilecekleri bir telefon ve dışarıda onları bekleyen ölüm.
Bu arada dın dın...dın dın ..bir gerilim müziği geçirin kafanızdan...
 
Kitabı farklı kılan detaylardan birisi pek de detay olmayışı bence; korkuyorlar ama tam olarak neden korkup kaçtıklarını bilmiyorlar.
 
 
 
Kitabın anlatımı oldukça sürükleyici, Malorie'nin aklından geçenleri aktarma şekli heyecan katıyor.
Kitap kapağından yola çıkarak farklı beklentiler içerisine girmiş, belli bir yere kadar da kapakla hikayenin örtüşmediğini düşünmüştüm ama kitabını bitirince fikrim değişti; güzel kapak.
 
Az önce kitabın filme dönüştürüldüğünü fark ettim.
 
 

Fragman daha bir ürpertici olmuş sanki...
 
Kafesi iki gün içerisinde (iş-ev arasında bulduğum aralıklarda) soluksuz okudum. Gerilim sevenlere 'gözüm kapalı' öneririm...
 

 

 
 
 

24 Şubat 2016 Çarşamba

Golem ve Cin

Golem ve Cin modern zamanlarda geçen fantastik ve sarmal bir hikaye.
Kitabın kahramanları adından da anlaşılacağı üzere bir cin, binlerce yıldır hapsolduğu ibrikten bir şekilde dışarı çıkan, eskiden fiilen uçabilen şimdilerde uçarı bir ateş topu ile bir golem, kilden yapılmış, sahibine hizmet etmekle görevlendirilmiş bir 'canlı'.
 
 
 
Spoiler içermez.
Hikayeler farklı noktalardan başlayıp 1899 New York'unda birleşiyor. Günlük hayatta kendi tempolarını yakalamaya ve çevrelerini anlamaya çalışan bu iki yalnız varlık aynı zamanda bize kendi efsanelerini de anlatıyor. Hikaye ara ara durağanlaşsa da temposunu sevdim, özellikle son 100 sayfayı heyecanla okudum.
Golemi kafamda az çok canlandırmış olmalıyım ki üzerine çok fazla düşünmedim ama Cinin çalışma şeklini, minik biblolarını ve tavan kaplamasını görmeyi çok isterdim...
Golem ve Cin okurların fikirleriyle net olarak ikiye ayrıldığı kitaplardan olmuş; ben severek okuyanlara dahil oldum.
 
#Golem ve Cin bana Stephenie Meyer'in  Göçebe'sini anımsattı. O kitabı da severek okumuştum, aklınızda olsun....