Sayfalar

8 Haziran 2015 Pazartesi

Abim Deniz...



Neredeyse altı ay önce başladım okumaya, belgesel nitelikli olduğu için farklı kitaplarla birlikte okudum. Hikaye ilerledikçe 'bilinen' sona yaklaşmaya ürktüm, hem birinci ağızdan dinlemek hem de bu konuda hiçbirşey duymaktan çekindim.
Kitap hakkında uzun uzun yazmak istemiyorum, kitabı son sayfasını okuyup kapattığımda kendimi en çok Mukaddes Hanım'ın yerine koydum. 



Deniz en sevdiğim isimlerden birisidir...

7 Haziran 2015 Pazar

Otomatik Portakal

Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna bir baskı yöntemi uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum...  Anthony Burgess

 Portakalın da otomatiği manueli mi olurmuş ;)

Uzun zamandır kitaplığımda bekleyen bu kitap ilginç bir deneyim oldu benim için.
Alex'in hızlı yaşamı ve anlatım tarzı biraz Dövüş Kulübü'nü biraz da Kinyas ve Kayra'yı hatırlattı bana. Kitapta yer alan argo tabirler ve ilginç fiiller ilk etapta kulağa garip gelse de zamanla normalleşiyor.

Alex'in küçük yaşına rağmen liderlik ettiği çetesi ve yaşadıkları olaylarla başlıyor kitap, bir  aşamadan sonra bu kısımlar sıkıcı gelebiliyor -kabul-. Kitabın ortalarına doğru başlayan rehabilitasyon senasları ile gidişat çok farklı bir hal alıyor.

Kitap Stanley Kubrick tarafından filmleştirilmiş, beğenilen kitap uyarlamaları içinde yerini almıştır.  Bizim ailedeki -yazılı olmayan- işbirliği kuralları gereği filmi eşim izledi (izlemiş), ben de kitabını okudum. Karşılaştığım sahneler gereği filme biraz mesafeliyim şimdilerde, ilerleyen günlerde bakarız...