Sayfalar

16 Şubat 2015 Pazartesi

Gölgesizlerin Tutkulu Dansı-Tess Gerritsen

İnsanı Tess Gerritsen'den soğuttutturuyorlar kardeşim!!!



Cerrah ve de Çırak'ı bir solukta okuyan, Gerritsen'in kendine has gerilimini sevenler için bir fiyasko bu kitap. Tatsız tuzsuz bir aksiyon, lüzumsuz romantizm ve apar topar bir son. Son ana kadar 'kesin işin içinde bu' dediğim adam da masum çıktı zaten!!

Bir de orijinal adı Thief of Hearts olan bir kitap hangi alakaya dayandırılarak bu isimle yayınlanır ki, kitabı sevmedim ya adına bile sarar oldum :)

Anladığım kadarıyla 2000 yılı yazarın miladı; Rizzoli&İsles serisi  ve diğer beğenilen kitapları bu tarihten sonra yazmış, marketlerin indirim sepetlerinde görüp (sevinerek) aldıklarımız ise doksanlı yıllarda yazılan kitaplar(mış). Artık kitap alma dürtümü ya da okurken ki beklentimi bu doğrultuda şekillendireceğim...

Hayal kırıklığına uğratmayan kitaplarla karşılaşmak dileğiyle...

15 Şubat 2015 Pazar

Handan

Ayşe Kulin'in yeni kitabı Handan'la ilgili pek bilgim yoktu, sadece göz aşinalığım vardı. Tatilde Migros'taki kitap indiriminde görünce düşünmeden attım sepete. Abim Deniz'i okurken araya başka kitap almakta sorun olmayacağını fark edince hevesle başladım Handan'a.



(Ağır spoiler içerir...)

Yine bir kadının hayatına mercek tutuyordu kitap, zaman zaman 'diğer' Handan'dan sıkılsam da merakımdan pek birşey kaybetmemiştim. Derken kitabın konusu tanıdık gelmeye başladı, İlhami Bey ortaya çıktığında 'acaba?' demiştim ama Bora da olaylara dahil olunca 'haydaaa!!!' dedim. Kulin'in birkaç sene önce yayımlanan kitapları Gizli Anların Yolcusu'nda 'sığ' bir hikayeyi okumuş, daha önceden almış bulunduğum Boranın Kitabı ile de bu lüzumsuz hikayeyi farklı bir ağızdan dinlemiştim. Kitaplar bitince takasla göndermiştim başka bir okura. Ama gelin görün ki araştırmadan aldığım 'yeni' kitabım sayesinde Bora'yla İlhami'yi yad ederken buldum kendimi. Üstüne bir de 'Gezi' olayları serpiştirilmişti ki anlatılanlar bana çok yüzeysel ve hızlandırılmış/sıkıştırılmış geldi. Hatta bir ara kırmızı elbisesiyle Derya Gezi'nin simgesi olacak diye çok korktum. Allah'tan herkes akıllandı, Ege Kasabası'na sığınıp şarap işine/klişesine girdi de büyük  bir 'ohh' çektim!!!

Velhasıl ben Handan'ı sevmedim, zaman kaybıydı...