Sayfalar

22 Kasım 2011 Salı

Kaybedenler Kulübü

Haftanın ilk günü mide bulantısı ve devamında iç açıcı olmayan sahnelerle başladı...
Evde dinlenme zorunluluğu ile öğleye kadar "bulantı baskılama" eylemi, öğleden sonra da nisbeten gözümün açılması sonucu "ne izlesem" e dönüştü:)
Uzun zamandır izlemeyi planladığım Kaybedenler Kulübü'nü izledim.


Ruh halime çok uyan bir filmdi...Zaten Nejat İşleri  hep beğenirim. Nedense onu gördüğüm rolleri bi başka oyuncuya yakıştıramam (Barda'yı izleyemedim ama, dayanılacak gibi değildi!!), bir de Serra Yılmaz, reklamını bile izlerken zevk alıyorum, aklımın bir köşesinde kutu içinde yaşıyor hala (Sıdıkadan hatırlarsınız..)

Ama filmdeki 'adamım' Murattı:) Cuk oturan bir oyuncu seçimi olmuş..



Hepsi iyi hoş da Ahu Türkpençe olmamış gibi geldi..Hülya Avşar'ın Türkiyede jön yok demesi gibi olacak ama nedense bu aralar filmlerde 'işte bu!' de bir kadın oyuncu yok...






Asıl kaybedenler kulübüne sanırım nesil olarak yetişemedim ve hiç dinlemedim. Ama filmdeki yayın akışına tek kelimeyle bayıldım. Dediğim gibi ruh halime çok uydu, Bukowski okuyacak haldeyken bu film ilaç gibi oldu, birisi benim için okumuş gibi oldu..Angut Kuşu ve normalde hiç hazzetmediğim Ferdi Özbeğen bile kulağıma müthiş geldi...
Yanlız film insanda çok fazla sigara ve bira içme isteği uyandırıyormuş ona göre:)


Filmin müzikleri de güzeldi. Geldiğimden beri bir Melancholy Man-The Moody Blues dinliyorum, bir Sigaramın Dumanı...

Yine 'okuyamama' günlerine girdim, akşam hava erken kararıyor yolda okuyamıyorum, sabah da uyku mahmurluğunu atıncaya kadar yol bitiyor, bunca bahane sıralatan kitabım da 'Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi'...Aslında eğlenceli bir kitap, farklı bir kurgu ama nedense bugünlerde beni sarmadı. Beni çağıracak bir hikayeye ihtiyacım var gibi (Bu kadar Lisbeth'den sonra bünye durağanlık istemiyor haliyle:)
Bir de bu işyeri görünümündeki buzhanede ellerimi şalımın altından çıkarmak gelmiyor içimden. Klavyede kısıtlı hareket katlanılır ama sabit bir şekilde kitabı tutmak riskli!!Neyse yarın elektrikli ısıtıcı getireceğim, ayakkabımı yakmadan ısınırım umarım...
Son olarak sinemada Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesini izlemek istiyoruumm. İlgililere duyrulur....


Hiç yorum yok: